
Büyü nedir? Büyü Caizmidir? Büyünün islamda hükmü nedir? Büyülü hastaların ne yapmaları gerekir? Burda kısa kısa bu konulara değineceğiz. Büyü: ’’Sebebi ve kaynağı gizli olup sezilmeyen her şey (gözbağcılık) büyüdür’’. Türkçemizde büyü, Arapçada ise sihir diye adlandırılır. Tabiat üstü güçler yardımıyla (insanın) tabiatını etkileyerek olağan üstü sonuçlar elde etme esasına dayanan faaliyetler için kullanılan bir terimdir.
Bazı olağan üstü neticeler elde etmek için yapılan şey, sihir, efsun. Bir şey yada kişinin uyandırdığı kuvvetli tesir, câzibe.
– Büyü; tabiatüstü gizli güçlerle ilişki kurularak veya gizli güçler içerdiğine inanılan bazı tabii nesneleri kullanarak belli birtakım amaçları gerçekleştirmek gayesiyle yapılan davranışlar olarak tanımlanmaktadır.
– Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, sihir, füsun, bağı. Karşı durulmaz güçlü etki.
– Büyü: Gizli olan ve sebebi bilinmeyen şey demektir. Yine büyünün anlamı olarak, “sebebi gizli olan ve hakikatinin dışında tahayyül olunan ve göz boyama, aldatma şeklinde cereyan eden her iştir.”
– Büyüye büyü adının verilmesi, insan sağlığını bozduğu ve hastalığa çevirdiği içindir, ‘’büyüledi’’ veya “sihirledi” dendiği zaman; “onu nefretten sevgiye dönüştürdü” anlamı kastedilmektedir.
– Anlamı: Kandırmak, hile yapmak, bir şeyi olduğundan başka hale çevirmek, gizli tutmak, bazı söz ve fiillere başvurmak suretiyle bir şeyi olağan üstü gibi göstermek gibi anlamlar taşır.
– Eski Türk dilinde büyü kelimesi, bügi, bügü şeklinde yazılmakta ve “sihirbaz, din adamı” anlamına gelmekteydi. Daha sonra “akıllı” anlamını kazanan kelime bilge ile anlamdaş olmuş gözükmektedir . Büyü anlamına gelen Almanca ve Fransızca magie, İngilizce magi, magic kelimelerinin aslının Yunanca magostan geldiği bilinmektedir . Pehlevî dilinde (eski Farsça) büyü magu kelimesiyle karşılanmakta, eski İran’da tabiatüstü güçleri kullanabildiğine inanılan Med kabilesi mensubu rahipler sınıfına da maguş denilmekteydi. İslâm kaynaklarında Mecus, Mecusi şeklinde geçen kelimelerin, tabiattaki bazı varlık ve olayları yönettiği, gaipten haber verdiği, büyücülükle bazı işleri gerçekleştirdiği kabul edilen bu sınıf için kullanıldığı söylenebilir. Bütün bunlar göz önünde tutularak büyü, “tabiatüstü gizli güçlerle ilişki kurularak yahut kendilerinde gizli güçler bulunduğuna inanılan bazı tabii nesneler kullanılarak zararlı, faydalı veya koruma gayeli bazı sonuçlar elde etmek için yapılan işler” şeklinde tarif edilebilir. Kutsalla ilişkisi bulunmaması ve ahlâkî amaç taşımaması büyünün en temel özellikleridir; başlıca gayesi ise daima çıkar sağlamaktır. Büyünün asıl amacı insana ve olaylara etki ederek bol ve çok avlama, balık tutma, hayvan yetiştirme, düşmanı yenme, zarara uğratma veya Öldürme, çocuk, ürün ve mal çoğaltma, kadın elde etme. Hastalıktan kurtulma, kısacası bitkileri, hayvanları, insanları, tabiat olaylarını ve güçlerini kontrol ederek şu veya bu kişi yahut kişilere iyilik ya da kötülük etmek suretiyle bir menfaat sağlamadır.
* Büyü: Bir şeyin hakiki durumundan gerçek olmayan şekle çevrilmesidir. Kendisiyle (cine) şeytana yaklaşılan ve ondan yardım temin edilen bir iştir. Sihir, tuzak ve oyun anlamına da gelir. Sihirde göz yanılması vardır. Kişi yapılan işin, gördüğü gibi olduğunu da zanneder, gerçek şekli (aslı) öyle değildir.
* Büyü, insana ve doğaya ilişkin olayları, metafiziki alemdeki gizemli dış güçler aracılığıyla etkileyip yönlendirdiğine (etkisi altına aldığına ) inanılan törensel eyleme büyü adı verilir.
* Büyü, tabiatüstü gizli güçlerle (cin ve şeytanla) ilişki kurularak yahut kendilerinde gizli güçler bulunduğuna inanılan bazı tabii nesneler kullanılarak zararlı, faydalı veya koruma amaçlı bazı sonuçlar elde etmek için yapılan işler yada işlemler bütünüdür.